17 Mart 2013 Pazar

"SEN, NEYİ DUYMAK İSTERSEN!"

 


Bir gün New York’ta içlerinden biri
Kızılderili olan, bir grup iş arkadaşı
yemek molasında dışarıya çıkarlar.

Yolda yürürken insan kalabalığı, siren sesleri,
yolda çalışma yapan işçilerin çalıştığı

makinelerden çıkan gürültülü sesler,
araçların korna sesleri arasında ilerlerken

Kızılderili’nin kulağına cırcır böceği
sesinin geldiğini söyler.

Sesin nereden geldiğini anlamaya çalışır ve
aramaya başlar…
Arkadaşları bu gürültünün arasında bu sesi
duyamayacağını, kendisinin öyle zannettiğini
söyleyip yollarına devam ederler.

Aralarından biri inanmasa da onunla birlikte

aramaya devam eder.

Kızılderili, caddenin karşısına doğru yürür,
arkadaşı da arkasından takip eder ve
o binaların arasında bir kaç tutam
yeşilliğin arasında, gerçekten
bir cırcır böceği bulurlar.
Arkadaşı Kızılderili’ye:

- “Senin insanüstü güçlerin var,
bu sesi nasıl duydun?” diye sorar.

Kızılderili, bu sesi duymak için
insanüstü güçlere sahip olmaya
gerek olmadığını söyleyerek arkadaşına
kendisini izlemesini söyler.

Kaldırıma geçerler ve Kızılderili
cebinden çıkardığı bozuk parayı,
kaldırımda yuvarlayarak atar.

Bir çok insan, bozuk para sesinin
“ceplerinden düşen bir para mı?”
diye sesin geldiği yöne doğru bakar.

Kızılderili arkadaşına dönerek:

- “Gördün mü, önemli olan nelere
değer verdiğin ve neleri önemsediğine
bağlıdır. Her şeyi ona göre duyar,
görür ve hissedersin…” der.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder